"Dünya Tütünsüz Günü: Tütün Ürünleri ile Mücadele Devam Ediyor"

TAKİP ET

Bugün, her yıl Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen 31 Mayıs, "Dünya Tütünsüz Günü" olarak kutlanıyor. Dünya genel...

Bugün, her yıl Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen 31 Mayıs, "Dünya Tütünsüz Günü" olarak kutlanıyor. Dünya genelinde 1,3 milyar kişinin tütün ürünü kullandığı bilinirken ülkemizde ise 15 yaş üzeri nüfusun yaklaşık %70'i tütün ürünü kullanmıyor. Ancak, tütün kullanımının yaygınlığı ve görünürlüğü oldukça yüksek.

Her gün dünya genelinde 22 bin kişi tütün ürünlerine bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor ve yılda 8 milyondan fazla ölüm gerçekleşiyor. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası tütün kullanımından kaynaklanırken, 1,2 milyondan fazla kişi de tütün dumanına maruz kalmaktan kaynaklı ölümler yaşanıyor.

Tütün ürünleri, dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser, kalp damar hastalıkları, KOAH gibi birçok önlenebilir hastalık ve erken ölüm sebep arasında ilk sırada yer alıyor. Tütün ürünü kullanımı; akciğer kanseri başta olmak üzere ağız, gırtlak, soluk borusu, yemek borusu, mide, bağırsak, karaciğer, pankreas, böbrek, mesane, erkeklerde prostat, kadınlarda meme, rahim ağzı gibi vücudun pek çok yerinde pek çok kansere sebep oluyor.

Tütün ürünleri hem bireysel ekonomilere hem de ülke ekonomilerine zarar veriyor. Tütün endüstrisi, tütün yetiştiriciliği yoluyla küresel gıda krizine katkıda bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tütün ürünü kullanımının neden olduğu toplam ekonomik kaybın yıllık 1,4 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Tütün kullanımının durdurulmaması durumunda, tütün ürünü kullanımına bağlı sağlık riski ve maliyetleri artmaya devam edecektir.

Tütün ürünü bağımlılığından kurtulmanın; sağlık, sosyal, ekonomik ve çevresel pek çok kazanç sağlayacağı açık. Tütün ürünü kullanımı ne kadar erken bırakılırsa, vücudun iyileşme ve kendini onarma süreci de o kadar hızlı olacaktır. Çevredeki insanların ve özellikle de çocukların pasif sigara dumanından korunması için de büyük kazanç sağlanacaktır. Bunun yanı sıra, gezegenimizin sınırlı su, toprak, ağaç gibi kaynaklarının da korunması sağlanacaktır.