Afyonkarahisar Barosu'ndan "Kayyım Uygulaması Demokrasiye Darbedir" Ortak Açıklaması
Afyonkarahisar Barosu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e yönelik tutuklama ve kayyım atanması kararını eleştirerek demokratik değerlere aykırı olduğunu belirtti.
Afyonkarahisar Barosu, İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in görevden alınarak yerine kayyım atanması kararına karşı ortak bir açıklama yayımladı. Baro, bu uygulamanın demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne aykırı olduğunu vurguladı. Afyonkarahisar Barosu’nun yayımladığı açıklamada, tutuklama kararının orantısız bir koruma tedbiri olduğu ifade edilerek, sürecin hukuka uygun yürütülmediği dile getirildi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, temsil ettiği makamın saygınlığı çerçevesinde çağrı üzerine ifade vermeye gidebileceği vurgulanan açıklamada, delil karartma ve kaçma şüphesi bulunmadığı halde tutuklanmasının hukuka aykırı bir işlem olduğu belirtildi. Bu çerçevede kayyım atanmasının da Anayasa’nın 2, 19, 20, 127 ve 138. maddelerine açıkça aykırı olduğu ifade edildi.
Kayyım Ataması ve Demokrasiye Etkisi
Afyonkarahisar Barosu, demokratik hukuk devletinin temelini oluşturan seçme ve seçilme hakkına yapılan müdahalelerin toplumda güven kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Yapılan açıklamada, halkın sandık yoluyla iradesini ortaya koyduğu ve yerel yönetimlerin bu iradeye saygı göstermesi gerektiği vurgulandı. Baro, kayyım atamalarının geçmişte Türkiye demokrasisine verdiği zararların hâlâ toplumun hafızasında yer ettiğini belirterek, bu uygulamanın demokratik değerlere ve yerel yönetime saygı anlamında ciddi bir ihlal olduğunu ifade etti.
Hukuki Aykırılık ve Toplumsal Meşruiyet
Barolar, kayyım uygulamasının hukuksal açıdan Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğini belirterek, yasal olmasının bu durumu değiştirmediğini dile getirdi. Açıklamada, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkının sağlanmasının toplumun hukuk düzenine olan güvenini artıracağı ifade edildi.
Afyonkarahisar Barosu, Ahmet Özer hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin orantısız olduğunu ve hukuki sürecin adil yargılanma ilkelerine uygun yürütülmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, lekelenmeme hakkına riayet edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, kayyım kararının kaldırılması çağrısında bulundu.