Şuhut Hayvan Pazarı ile Sanayi esnafını ziyaret eden Uysal, esnafın vergi yükünen altında ezildiği yönünde şikayetlerle karşılaştı. Sanayi esnafıyla sohbet eden Uysal, esnafa yüklenen verginin adaletli ve katlanılabilir olması gerektiğini vurguladı.Verginin anayasal tarifine de değinen Uysal, “Verginin bir anayasal tarifi vardır. Bunlardan birincisi vergi genel olacak. İkincisi ise eşit olacak. Üçüncüsü ise vergi katlanılabilir olacak. Bunu anayasa tarif ediyor. Her zaman vur abalıya dersen, her türlü temel ihtiyaçtan bile vergi alırsan, Türkiye’de ürettiğimizi sadığımız ürünleri bile ithal ederseniz bu iş olmaz” dedi. TÜRKİYE AÇIK VERİYOR Türkiye’de üretimin kalmadığını belirter Gültekin Uysal, Türkiye 3 birimlik ihracat yapabilmek için 4 birimlik ithalat yapmak zorunda kaldığını hatırlattı.Uysal, “Şuhut’umuzun verimli topraklarında buğday yetişmiyor mu? Buğday ithal ediliyor. Küçüklüğümden hatırlarım, egenin verimli topraklarındaki pamukları toplamak için işçiler giderdi. Şimdi Pamuk ithal ediliyor. Ege’de pamuk kalmamış. Bergama’ya girerken yazar; ‘Dünyanın en uzun lifli pamuğu burada yetişir’ diye. Bergama’da Pamuk kalmamış. Tarıma dayalı sanayinin en temel maddelerinden biri, yağlı tohumlar dediğimiz, ayçiçeği başta olmak üzere, soya başta olmak üzere… Türkiye bunları ithal eder duruma gelmiş. Bu bir zincir. Çiftçi kazanmazsa esnafa bir yararı olmaz. Yararı olur mu? Olmaz. Ama Türkiye olarak biz ne yaptık? Bu arkadaşlar çok bilinçli bir politikayla bir formül buldular. AB fonlarından nüfus bakamından en çok yararlanacak olan ülkeler arasında birinci sırada Fransa ikinci sırada Türkiye geliyordu. Batıya baktığımız zaman tarımı bıraktı tamamen sanayiye yöneldi falan sanıyoruz. 2 sene önce Fransa’nın dış ticaret fazlası, 12.5 milyon avro. Ya Türkiye? Türkiye açık veriyor” diye konuştu. “BİLİNÇLİ OLARAK KÖYLER BOŞALTILIYOR” Hükümetin bilinçli bir politika ile vatandaşların köylerinden göç ettirdiğini belirten Uysal, şunları kaydetti:
“Yapılan ne? Köyler kasabalar boşalsın, vatandaş şehirlere göç etsin, o da yetmedi metropollere göç etsin. Buralarda bir düzen kurulmuş; ne kadar dini tarikat ve cemaat varsa bazıları onların kucağına düşürülüyor, bir diğer kısmı belediyelerin kucağına düşürülüyor. Köylere gidiyoruz yaşlılarımız kalmış. Onlar da sosyal yardımlaşmanın verdiği desteklerle yaşıyor. Onu da vatandaşın kendi hakkını birileri bir lütufmuş gibi veriyor. Üstüne bir de tehdit ediyor; ‘bak biz gidersek başkası size vermeyecektir’ diye. Vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bu sizi en doğal hakkınız.” “KİMSENİN ESNAF DİYE BİR DERDİ YOK” Uysal sözlerini şöyle sürdürdü:“Esnaf sahipsiz. Esnafın başı kim? TESK. TESK’in başındaki adam oğlunun milletvekili olabilmesi için Malatya’da Binali Yıldırım’a iftar yemeği veriyor. Bu şu demektir; Avukata vekalet veriyorsunuz müvekkilinin aleyhine iş yapıyor, milletvekiline vekalet veriyoruz o mecliste her gün milletin aleyhine el kaldırıyor. Burada bir yanlışlık var. İşçi sendikalara vekalet veriyor, sendikacılar o koltuklarını koruma peşinde. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Şimdi hükümet iyi bir formül buldu. Türkiye’nin en örgütlü yapıları olan Ziraat Odalarını, Esnaf Birliğini, TÜRK-İŞ gibi kurumlarını SGK’ya yönetim kurulu üyeliğine atadı. SGK’da bunların olması en doğal hakları. Ama bunların yönetim kurulu başkanlarını SGK’ya yönetim kurulu üyesi yaptı. Ziraat Odaları Birliğinin en son tepki gösterdiği 2005 yılındaki Manisa mitingidir. Ondan sonra ağzını açtığını görmedik. Sebebi nedir peki? Ne kadar metanetli mevzular var köşeden dönüyor. Ankara’da TOBB Başkanımız var büyüğümüz Rıfat Hisarcıklıoğlu. Melih Gökçek ile Sinan Aygün ile Ankara’yı parsellediler. Tüccarmış, esnafmış samimi söylüyorum kimsenin böyle bir derdi yok. Maalesef yok. Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Genel Başkanı Abdülkadir Akgün, bildiğim iki dönemdir milletvekilliği yapıyor, bir yandan da kooperatif genel başkanlığını sürdürüyor. Kimsenin böyle bir derdi yok. Bu zinciri yanlış kurmuşunuz kardeşim.” “DÜZELTİLEMEYECEK ŞEYLER DEĞİL” Yapılan yanlışların düzeltilemeyecek şeyler olmadığını belirten Uysal, seçimlerden sonra AK Parti hükümetinin yeniden göreve gelmesi halinde zam furyasının geleceğinin altını çizdi.Uysal, şöyle dedi:
“Bunlar düzeltilemeyecek, yapılamayacak işler değil. Geçen yıl Türkiye’nin bütçesi 645 katrilyon, bu sene 762 katrilyon. Bunlar büyük paralar. Bu paralar nereden geliyor. Bizden geliyor. Bu paralar hepimizin. Depremle birlikte özel tüketim vergisi konuldu. Arkadaşlar bu ne güzelmiş dediler ve devam ettirdiler. Şimdi içkiden sigaraya, otomobilden aklınıza gelebilecek her şeyden vergi alınıyor ve bu da giderek artıyor. Burada vatandaşı da aptal yerine koyuyorlar, enayi yerine koyuyorlar. Vatandaşın ensesine bir parmak sürelim; neymiş bayram ikramiyesi verelim. Göreceği bu seçimden sonra nasıl bir zam furyasının geleceğini. “BUNLAR KURTLA YİYEN KUZUYLA AĞLAYAN” Demokrat Parti Genel Başkanı İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Gültekin Uysal sözlerini şöyle tamamladı:
“Akılsız başı yol kocatırmış. Üzerine dini milli bir hamaset, uçuyoruz, kaçıyoruz, onu yapıyoruz bunu yapıyoruz. Meydanlarda İsrail’e kafa tutuyoruz. Muhalefet TBMM’de bir teklif verdi. İsrail ile anlaşmaları donduralım. AK Parti milletvekilleri reddetti. Sen Mavi Marmara’da ölenleri 20-25 milyon dolara sattın. Bunlara ne denir biliyor musunuz? Kurtla yiyen kuzuyla ağlayan… Bir de becerileri var efsunluyorlar insanları, okuyup üflüyorlar insanları efsunluyorlar. Biz o kadar beceri yok.” Uysal Şuhut Canlı hayvan pazarı ve sanayi sitesi esnafının ziyaretinin ardından ilçedeki esnafı ziyaret ederek, sıkıntıları dinledi.Uysal, İYİ Parti iktidarında Türkiye’nin iyi, daha da iyi olacağının altını çizdi.Uysal’a İYİ Parti Milletvekili Adayları Merve Balandı, Ömer Eryeşil, İYİ Parti ve Demokrat Parti Afyonkarahisar İl Yönetimi ile Şuhut İlçe Yönetimleri de eşlik etti.
“Yapılan ne? Köyler kasabalar boşalsın, vatandaş şehirlere göç etsin, o da yetmedi metropollere göç etsin. Buralarda bir düzen kurulmuş; ne kadar dini tarikat ve cemaat varsa bazıları onların kucağına düşürülüyor, bir diğer kısmı belediyelerin kucağına düşürülüyor. Köylere gidiyoruz yaşlılarımız kalmış. Onlar da sosyal yardımlaşmanın verdiği desteklerle yaşıyor. Onu da vatandaşın kendi hakkını birileri bir lütufmuş gibi veriyor. Üstüne bir de tehdit ediyor; ‘bak biz gidersek başkası size vermeyecektir’ diye. Vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bu sizi en doğal hakkınız.” “KİMSENİN ESNAF DİYE BİR DERDİ YOK” Uysal sözlerini şöyle sürdürdü:“Esnaf sahipsiz. Esnafın başı kim? TESK. TESK’in başındaki adam oğlunun milletvekili olabilmesi için Malatya’da Binali Yıldırım’a iftar yemeği veriyor. Bu şu demektir; Avukata vekalet veriyorsunuz müvekkilinin aleyhine iş yapıyor, milletvekiline vekalet veriyoruz o mecliste her gün milletin aleyhine el kaldırıyor. Burada bir yanlışlık var. İşçi sendikalara vekalet veriyor, sendikacılar o koltuklarını koruma peşinde. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Şimdi hükümet iyi bir formül buldu. Türkiye’nin en örgütlü yapıları olan Ziraat Odalarını, Esnaf Birliğini, TÜRK-İŞ gibi kurumlarını SGK’ya yönetim kurulu üyeliğine atadı. SGK’da bunların olması en doğal hakları. Ama bunların yönetim kurulu başkanlarını SGK’ya yönetim kurulu üyesi yaptı. Ziraat Odaları Birliğinin en son tepki gösterdiği 2005 yılındaki Manisa mitingidir. Ondan sonra ağzını açtığını görmedik. Sebebi nedir peki? Ne kadar metanetli mevzular var köşeden dönüyor. Ankara’da TOBB Başkanımız var büyüğümüz Rıfat Hisarcıklıoğlu. Melih Gökçek ile Sinan Aygün ile Ankara’yı parsellediler. Tüccarmış, esnafmış samimi söylüyorum kimsenin böyle bir derdi yok. Maalesef yok. Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Genel Başkanı Abdülkadir Akgün, bildiğim iki dönemdir milletvekilliği yapıyor, bir yandan da kooperatif genel başkanlığını sürdürüyor. Kimsenin böyle bir derdi yok. Bu zinciri yanlış kurmuşunuz kardeşim.” “DÜZELTİLEMEYECEK ŞEYLER DEĞİL” Yapılan yanlışların düzeltilemeyecek şeyler olmadığını belirten Uysal, seçimlerden sonra AK Parti hükümetinin yeniden göreve gelmesi halinde zam furyasının geleceğinin altını çizdi.Uysal, şöyle dedi:
“Bunlar düzeltilemeyecek, yapılamayacak işler değil. Geçen yıl Türkiye’nin bütçesi 645 katrilyon, bu sene 762 katrilyon. Bunlar büyük paralar. Bu paralar nereden geliyor. Bizden geliyor. Bu paralar hepimizin. Depremle birlikte özel tüketim vergisi konuldu. Arkadaşlar bu ne güzelmiş dediler ve devam ettirdiler. Şimdi içkiden sigaraya, otomobilden aklınıza gelebilecek her şeyden vergi alınıyor ve bu da giderek artıyor. Burada vatandaşı da aptal yerine koyuyorlar, enayi yerine koyuyorlar. Vatandaşın ensesine bir parmak sürelim; neymiş bayram ikramiyesi verelim. Göreceği bu seçimden sonra nasıl bir zam furyasının geleceğini. “BUNLAR KURTLA YİYEN KUZUYLA AĞLAYAN” Demokrat Parti Genel Başkanı İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Gültekin Uysal sözlerini şöyle tamamladı:
“Akılsız başı yol kocatırmış. Üzerine dini milli bir hamaset, uçuyoruz, kaçıyoruz, onu yapıyoruz bunu yapıyoruz. Meydanlarda İsrail’e kafa tutuyoruz. Muhalefet TBMM’de bir teklif verdi. İsrail ile anlaşmaları donduralım. AK Parti milletvekilleri reddetti. Sen Mavi Marmara’da ölenleri 20-25 milyon dolara sattın. Bunlara ne denir biliyor musunuz? Kurtla yiyen kuzuyla ağlayan… Bir de becerileri var efsunluyorlar insanları, okuyup üflüyorlar insanları efsunluyorlar. Biz o kadar beceri yok.” Uysal Şuhut Canlı hayvan pazarı ve sanayi sitesi esnafının ziyaretinin ardından ilçedeki esnafı ziyaret ederek, sıkıntıları dinledi.Uysal, İYİ Parti iktidarında Türkiye’nin iyi, daha da iyi olacağının altını çizdi.Uysal’a İYİ Parti Milletvekili Adayları Merve Balandı, Ömer Eryeşil, İYİ Parti ve Demokrat Parti Afyonkarahisar İl Yönetimi ile Şuhut İlçe Yönetimleri de eşlik etti.
